30 AĞUSTOS VE DÜNYA
30 Ağustos bugün, Zafer Bayramı...Bugün bambaşka şeyler yazacakken, yazmıyor kalem..
Suriye’de, Mısır’da olanlar dünyanın gözü önünde, dünyanın dahil olduğu kirli oyunlar.. Çıkarlar, kirli paralar, böl- parçala- yoket politikaları, provakasyonlar, kimin doğru, kimin yanlış olduğunu bilmediğin yaşananlar.
Kendi ülkende bile neyin hangi sebeple yapıldığını bilemedeğin günler yaşarken, başka ülkelerde olanlar hakkında nasıl bir kesinliğe ulaşır insan bilemiyorum. Görünene mi, yoksa görünmeyenin ardında olana mı bakmak lazım? Görünürde olanı mı suçlamak, yoksa arka planda olanları mı bilmek lazım?
Tüm dünyada özellikle Ortadoğu da yaşanan bu insan kıyımları, nasıl bir geleceğe sürüklüyor bizi ve arkasında neler saklıyor. İnsanın insana kıydığı bir dünyada, kimler neyin hesabını yapıyor? Üzülenler gerçekten mi üzülüyor, yoksa timsah gözyaşları mı bu akanlar?
Tüm ülkelerin hamiliğini üstlenen ve Körfez savaşındaki müdahalesiyle Irak’ta yaşattıkları halen devam eden A.B.D, Suriye müdahalesiyle Suriye halkını mı düşünüyor yoksa kendini mi? Kimyasal silah kullanıldıysa asıl bu silahları kullanan kim? Bir ülkenin devlet adamı kendi ülkesine böyle bir katliam yapabilir mi?
Peki Türkiye neresinde bütün bu olup bitenlerin. Sınırda halen çatışmalar yaşayan, bombalarla, silahlarla vatandaşları ölüp giden, ülkesinde binlerce mülteciyi barındıran ülkemiz, böyle bir müdahalede nerede duracak. Nato üyesi olmanın gereklerini mi, yoksa müdahalesizliği mi seçecek. Henüz kendi içinde çatışmaların devam ettiği ve sınır ötesinde hareketli siyasi hesapların yapıldığı bir dönemde, Türkiye kimin hesabında, nasıl bir konumda olacak.
Ortadoğu’da kanlı çatışmalar, kanlı hesaplaşmalar, her gün yüreklerimizi burkan insan manzaraları. Halkların kendi kendini yokettiği savaşlar..
Bundan 91 yıl önce kazandığımız 30 Ağustos Zafer Bayramında işgal güçlerine karşı büyük bir mücadele vermiştik. Ülkemizin tam bağımsızlığı için, çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşması ve kendi kendine yetebilen bir ülke olması için kan dökülmüştü bu topraklarda. Topraklarımızın her bir karışı, büyük fedakarlıklarla sahiplenilmişti. 1923 yılında kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti de, bu ülküyü yaşatmak ve gelecek nesillere taşımak için büyük uğraşlar verdi.
Şimdi bundan 91 yıl sonra gelinen noktada, tüm gücümüzle Cumhuriyeti yaşatmak için uğraşsak da, her bir yanımızn ateş çemberleri ve kanlı hesaplarla çevrildiği bu günlerde, birlik ve beraberliğimize daha bir sıkı sarılmanın ve ufak hesapları bırakmanın zamanıdır. Demokrasinin yeniden işlerlik kazandığı, adalet duygusunun zedelenmediği, komşu ülkelerle iyi ilişkileri olan, tam bağımsız bir ülke olmak yolunda tüm gücümüzle çalışma zamanıdır.
Hepimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun...