NOVUS ORDO SECLORUM-16 (YENİ DÜNYA DÜZENİ)
PKK SORUNU
Yeni Dünya Düzeni projesinin şimdi ki durağı maalesef biziz. 1984 yılından bu yana sürekli kaynatılan kazanın ateşini, bir aydır harlıyorlar. Çok yakın zaman içinde enteresan gelişmeler oldu. Mesela halkımız öyle bir noktaya geldi ki, metrobüslerde gerilla şarkısını okuyan pkk sempatizanlarına, tepki vermez hale geldi. Daha düne kadar, pkk için onlarda şehit diyen Yılmaz Erdoğan, akil adamı oldu. Apo ise bebek katilinden, barış elçiliğine keskin bir dönüş yaptı. Kadir İnanır, son dönemlerde Apo yanlısı verdiği demeçlerden ötürü, akil adamı statüsüne dikey bir geçiş yaptı. 1973 yılında, bir Yeşilçam filminde Nuri Alço ile Yeni Dünya Düzeni hakkında konuşan ve Okan Bayülgen ile bir programında yaptığı röportajda ‘Batsın Bu Dünya’ şarkısı için, bu dünya batsın ki ‘yeni dünya düzeni’ kurulsun diyen Orhan Baba(!) akil adamı oldu.( İnanmayan, Orhan Gencebay – İlluminati yazsın You Tube’a görsün.)
Asıl bu süreç, Fransa’da öldürülen pkk’lı kadın teröristlerin cenazesinde başladı. Orda ki sessizlik, Türkiye Cumhuriyeti karşıtı bir tane bile slogan ya da pankart açılmaması, beni çok kuşkulandırmıştı. Şimdi ise kuşkulanmakta ne kadar haklı olduğumu görüyorum maalesef. Size 1991 yılından bir örnek vereyim. Çünkü tarih tekerrürden ibarettir. 1991 Yılında Irak’ta, Körfez Savaşı yaşandı. O dönem Turgut Özal Cumhurbaşkanı, İlluminati’nin ve Kafatası ve Kemikler Topluluğu üyesi olan, Baba Bush ABD Başkanı’ydı. 90’lı yılları bilen herkes Bush-Özal ilişkisini çok iyi bilir. Bu sıcak ilişkiden ötürü, Körfez Savaşı konusunda sürekli görüşme halindeydiler. Özal bu süreçte Amerika’nın yanında olursa, bir koyup üç alacağını düşünüyordu. Fakat o da, Siyonist güçlerin kendi faydalarına olamayacağı hiçbir oluşuma, ‘tamam’ demeyeceklerini gördü. O yardım için bize, şimdi de dedikleri gibi, Musul-Kerkük’ü vereceklerdi. Fakat işleri bitince bize nanik yaptılar. Çekiç Güç’ü ülkemizde konuşlandırdılar. Bize bu kıyaktan, güçlü bir pkk ile Özerk bir Barzani miras kaldı. ABD’den dost olmayacağını anlayan Özal, yüzünü bu sefer doğru yere çevirdi. Dedi ki;’-Türk’ün Türk’ten başka dostu yok!’ Ve Türki Cumhuriyet’ler ile anlaşmalar imzalamak için yola çıkacakken, ölüme uğurladık Özal’ı.
Bir örnekte 2007 yılından. 2007 Yılında 12 Şehit verdiğimiz Dağlıca Baskını sonrası, Genel Kurmay Başkanlığı 12 Nisan’da operasyon isteğine, Başbakanımız sessiz kalmıştı. Sonrasında ise harekat için ABD ile görüşme yaptı. 5 Kasım 2007 yılında yapılan bu görüşmede,’ pkk bizim müşterek düşmanımızdır ve istihbarat paylaşımı yapılacaktır’ demiştir ABD. Yani onlardan habersiz harekat yapamayacaktık. Onlar Saddam’ın sigara paketinde ki markayı görebilen teknolojisi varken, kendileri onları vurmadılar. Bizim hava kuvvetlerimize yol verdiler. Yani hem pkk’yı, hem de bizi çok güzel organize ettiler. Çünkü ikisinden de vazgeçemezlerdi. Ve bugüne kadar bizi oyaladılar. Şimdi ise tam istedikleri seviyeye getirdiler durumu.
Şimdi ise eyalet sistemini konuşur olduk. Ve geçen hafta bahsettiğim Wilson ilkelerinde ki haritada yer alan, Lazistan ve Kürdistan ağızlardan dökülüverdi. Gündemi bir hafta önce tahmin etmek beni sevindireceğine, çok üzdü. Eyalet sistemi bizim için bir çözüm süreci değil maalesef sonun başlangıcı olarak görüyorum. İnşallah zaman beni haksız çıkarır.