AÇILIM
Herkes Doğu ve Güneydoğu’daki olayların durmasını ister. Bugün görsel basından nerdeyse hakarete varan tepkileri gösteren Sayın Bahçeli de akan kanın durmasından yanadır. Şehit annelerinin bile yer yer barıştan yana açıklamalarına tanık oluyoruz. Aksini iddia etmek veya savunmak bana göre pek akıl işi değildir. Gel gelelim barışın sağlanması için izlenen yola:
Bir zamanlar terörist başı ile ‘sayın’ kelimesini yan yana getirmek suçtu. Bu yüzden yargılananların ve ceza alanların sayısı bir hayli fazladır. Yasalarda bu konuda herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Bugün bu iki kelimeyi yan yana kullanmak bazıları için alışkanlık olduğu gibi çok yetkili bazıları da bu iki kelimeyi yan yana getirmese bile terörün başı olduğu için bir adayı işgal eden kişi nerdeyse umut haline getirilmiştir. 21 mart günü, rahmetli Özal’ın başbakanlığı döneminde icraatın içinden adıyla yayınlanan ve aynı anda tüm kanalların naklen vermek zorunda olduğu proğram gibi herkes kanalların karşısına geçip devlete isyan ve çok sayıda insanın ölümüne neden olmaktan hükümlü kişinin açıklamalarını dinlemeye kilitlenmiştir. Önceleri gizli gizli yapılan görüşmeler inkar edilmiş, bu görüşmelerin yapıldığı ifşa edilince de, ifşa edenlere karşı hakarete varan tepkiler gösterilmişti. Daha sonra bu görüşmeleri yapan MİT görevlilerinin suç işlediği gerekçesi ile ifadesine başvurulduğunda panik olunmuş, bir gecede yasalar çıkarılmıştı. Görüşmeyi yapan MİT mensuplarının yargılanması Başbakanın iznine tabii tutulmuştur. Başka bir yasal değişiklik yapılmamıştır. Öyle ise görüşmeler yine suçtur. Ancak bugün bu görüşmeler hükümetin izni ile belli kişilerce yine yapılmaktadır. Yani suç işlenmeye devam edilmektedir. Bir zamanlar herkesin suçlu gözü ile baktığı kişi bugün umut durumuna getirilmiştir.
Rahmetli Erbakan’ın olay yaratan bir sözü aklıma geldi. Cümlenin başı ve sonu değil de ortasından girmek istiyorum. ‘….. kanlı mı olacak? Kansız mı olacak? ‘ Biz yapacağımızı yapacağız da bunu kanlı mı, kansız mı yapacağız diye sormuştu. Şimdi barış getirilmeye çalışılıyor. Ama birincisi inandırıcı değil, ikincisi şık değil. Kapalı kapılar ardında ve çok az sayıda kişinin etrafında olması, karşılığının bilinmemesi olayı açılım yerine kapalım gibi algılatıyor. Her şeye rağmen beklentiler yanıt verecek bir sonuç alınırsa vesile olan herkesi kutlamaktan başka söyleyeceğimiz olamaz.