BAYRAM TABLOSU
Önümüzdeki hafta bu yılın kurban bayramını kutlayacağız. Bu yazıda eski bayramlarla bu günün bayramını karşılaştırma niyetinde değilim. Ancak 2012 yılının bayramına hangi şartlarla girdiğimizi özetlemenin de yararlı olacağını düşünüyorum. Burada iki ayrı gözlük takılabilir.
Bu gözlüklerden bir tanesi pembe camlıdır. Bakın nasıl bir görüntü verir:
İşsizlik geçen yıla göre azalmıştır. Ülkemiz kalkınmaktadır. Bazılarına göre ilerleme o kadar hızlı ve yükseklerde uçmaktadır ki artık fren kullanmak gerekmektedir. Bazıları ise ilerleme için fren yerine gaza basmak gerekmektedir. Kişi başına milli gelir Avrupa ülkeleri ile boy ölçecek rakamlara ulaşmıştır. Komşularımız ile olan ilişkilerde insani ölçüler ön plana çıkarılmış, zulüm gören 100 binin üzerindeki kardeşlerimiz devletimizin korumasına alınmıştır. Eğitim sistemimiz 3 dörtlük uygulama ile geleceğimize ışık tutacak bir şekle sokulmuştur. Devlete alınacak işçi ve memurlar için KPS sistemi getirilmiş olduğundan keyfi uygulamaların yerine daha genel ve daha objektif kuralların uyguladığı, herkesin hak ve hukukunun korunduğu bir sistem oluşturulmuştur. Üretici verilen desteklerle zor günler yaşamaktan kurtarılmıştır. Yargıda 1. sınıf yargıç egemenliğine son verilmiş, her kesimden yargı mensubunun kendi geleceğini belirleye bileceği bir sistem oluşturulmuştur. Vs.
Bir de camları pembeye boyanmamış, düz camdan baktığımızda ise:
İşsizlik hala çözülememiştir. Açlık sınırında yaşam savaşı verenler görmezlikten gelinemez. Kalkınma ve ilerlemeye yönelik gösterilen rakamlar gerçekleri değil, gösterilmek isteneni yansıtmaktadır. Fren de gaz da hikayedir. Kişi başına milli gelir açısından değil Avrupa Ülkeleri ile boy ölçüşmek, birçok ülkenin 1/10’u bile değiliz. Komşularımız ile olan ilişkilerde ülke iradesi değil, dış yönlendirmelerle hareket ettiğimizden, çoğu komşumuzla savaşın eşiğindeyiz. Bu yüzden halkımız psikolojik olarak gergin, ekonomimiz istikrarsızlık içindedir. Eğitim konusu büyük bir yüzde ile memnuniyetsizlikler sergilemektedir. Memur ve işçi alımlarında, öğrencilerin okullara yerleştirilmesinde yaşanan skandallar yontma taş devrinde yaşansa, yetkililer bırakınız Türkiye’de yaşamayı, uzaya sürülür. Biz hala aynı kişilerin aynı açıklamalarını dinlemeye devam ediyoruz. Üreticiye verilen yardımlar (Özellikle fındık üreticisi açısından) masrafları dahi karşılayamamaktadır. Yargı mı? Bu işten az buçuk anlayanlar hukuki güvence altına olmadıklarını çok iyi bilebilmektedir. Anayasamızdaki kuvvetler ayrılığı kağıt üzerinde durmaktadır. Hepsi O kadar…
İşte size iki ayrı tablo! Hangisini beğenirseniz onu onaylayabilirsiniz. Bu iki tablo ışığında bayramınızı kutlar, düz camla pembe tablolar görebileceğimiz günler dilerim.