ATATÜRK’ÜN VERDİĞİ GÜVEN
Geçen hafta Ulu Önder Atatürk’ün ölüm yıl dönümü idi. Yaptıkları ve yapmak isteyip de ömrünün yetmemesi nedeniyle yapamadıkları ile gündemde olmasının zorunlu olduğu şu günlerde; araya kurban bayramının girmesi yüzünden Ulu Önder ile ilgili yazımızı yazamadık. Ancak bu günlerde atlanmamasının gerektiği bilincinde olduğumuz için üzerinden bir hafta da geçmiş olsa zekâsını ve inananlarına verdiği güveni dile getirmeden geçemeyeceğim.
Duruşu, görüntüsü ve kıyafeti ile bana çok fazla güven vermeyen bir deprem bilimcisi herhangi bir televizyon kanalında Van depremi ile ilgili bir programa katılmış. Günlerden 10 Kasım. Ulu Önder Atatürk’ün ölüm yıl dönümü… İster istemez kendisinden söz etmek gerekiyor. Sunucu ve yapımcı dönüp dolaşıp sözü Atatürk’e getiriyor. Deprem uzmanı hocamız: ‘Keşke bir-iki yıl sonra ölseydi. Bugünkü acıları yaşamayabilirdik. Bir depremde bu kadar ölü vermeyebilirdik.’ Diyor.
Kafamda bir sürü fikirler dönerken, neden böyle bir ifade kullandığını, işin sonunu nereye bağlayacağını merak ederken, hoca devam ediyor: ‘Çünkü Cumhuriyet tarihimizin en büyük depremi 1939 yılında olmuştur. O Büyük İnsan 1939 depremin yaşamış olsaydı, bir daha bu kadar insanın ölümüne neden olamayacak tedbirlerin alınması yolunda köklü kararlar alırdı. Bugün de bu kadar insanın ölmesine tanık olamazdık’ diyor.
Bu konuşmayı yaptıktan sonra hoca hakkındaki düşüncelerim belki değişmiyor ama, Atatürk’ü ne kadar tanıdığı ve ne güzel tanıdığı, fikir yürütme ile giyim kuşamın ayrılması gerektiğini en azından anlamış oluyorum.
Gerçekten de Ulu Önder Atatürk 1939 depremini görmüş olsaydı bir daha bu kadar kayıp vermeyecek yasal düzenlemeleri de yapar, depremden değil, binalardan ve binaların yapılmasındaki ahlak anlayışından korkmak gerektiği bilincini de aşılardı. Ölümünden bir süre önce, SSCB. Bünyesinde bulunan ve 1990’lı yıllarda bu ülkeden ayrılarak bağımsız birer devlet olan Türki Cumhuriyetlerinin bu ayrılığını elli yıl önce tahmin ederek dile getirmiş ve bu ülkelerle olan ilişkilerin önemini vurgulamıştır. Atatürk’ün sevenlerine verdiği güven bu ve buna benzer yeteneklerinden kaynaklanmaktadır.
Birileri değişik bahanelerle padişahları öne çıkararak, O’nu unutturmaya çalışsalar da ölümünün 73. yılında tekrar tekrar kendisini rahmetle anıyorum.