DR. ALAATTİN ABİME İNTİZARIMDIR!!!
DR. ALAATTİN ABİME İNTİZARIMDIR!!!
Geçen gün yolda Dr. Alaattin abime rastladım. Bana “ artık senin yazılarını okumuyorum. eskisi gibi keyif vermiyor” dedi. “ Abi, haklısın! “ dedim. “ Ama ne yapayım! Gürcüleri yazdım, onu yazma dediler, partileri yazdım, partililer kızdı. Hükümeti yazdım, aman! başın derde girer dediler. Benim durumum korkak çoban’ın hikayesine döndü. “
Eeskiden dağda koyun otlatan bir çoban varmış. Koyunları otlattığı yerde bir ayı boku görmüş. “Eyvah! Buralarda ayı var “ demiş. Koyunları başka tarafa sürmüş. Az sonra bir de bakmış orada da ayı boku var. Hemen koyunları diğer tarafa sürmüş. Orada da ayı boku görünce ellerini havaya kaldırmış. “ Allahım, bu dağlarda benim ömrüm hep korkuyla mı geçecek “ demiş. Benim de Güneş Gazetesi’nde küçük bir köşem var. Attığım palavraların dışına çıkınca içime bir korku düşüyor. Dağdaki çoban misali!
TALEP ÜZERİNE SİYASET YAZIYORUM
Şimdi bir konuda fikrimi yazıyorum. Malum herkesin bir siyasi görüşü vardır. Benim aslan sosyal demokrat arkadaşlarım ramazanda Çavuşoğlu Dursun’un kahvesinin önüne masaları atmışlar. Ramazanlık günde sokakta sigaraları yakmışlar. Çaylar önlerinde kakara- kikiri yapıyorlar. Aslan sosyal demokrat arkadaşlar siz bu milletin dini inançlar konusunda çok hassas olduklarını bilmiyor musunuz? Otuz kişi oturmuş, yüz otuz kişi oradan geçerken sizi görüyor. Onlar Ağustos sıcağında susuzluktan, 16 saatlik oruçtan dudakları çatlamışken siz sigara, çay içiyorsunuz. Sizden gıcık kaptıklarını farketmiyor musunuz?
O insanlar seçim zamanı (iyi – kötü) kendileri ile oruç açıp namaz kılanların tarafını tercih ediyorlar. (Haksız da sayılmazlar) Sizler seçimlerde kravat takıp öpücük atarak seçim alacağınızı mı sanıyorsunuz? Seçim sonuçları açıklanınca hayretler içinde birbirinize bu partiye bu kadar oy nereden geldi diye soruyorsunuz! Biliyorum bu gerçeği yazdım diye aslan sosyal demokratlar bana kızacak ama benim anlattığım lokal bir kesim. Onlar niye öyle davrandılar diye kızmıyorum tabiî ki bu davranış onların seçimi. Doğal olarak bunlar aslan Sosyal Demokratların tamamını temsil etmez.
Diğer taraftan da bir örnek verecek olursak, adamın bir arkadaşı ile para problemi var. Olay mahkemelik olur. Türkiye’de bugün bir hakimin önündeki herhangi bir dosyayı inceleme zamanı sadece iki dakika imiş. ( Yüksek Hakimler Kurulu Bşk. İfadesi ) Bir yıl sonunda hakim karara varamaz ve adam yemin verir. Yemin etmesini ve yeminin dünyada ve ahiretteki önemini ikaz eder. Ağustos sıcağında kendi menfaatini oruçlu oruçlu yalan yemin eden adam mahkemeyi kazanır. Mahkemeden çıkar. Hacı Hulusi Baba Camiinde abdest alır. İkindi namazını kılar. Hakimi kanunun boşluklarından yanıltır ama eminim ki, ( Haşa) Allah’ı yanıltamaz.
Bu lokal örnek. Bir de belediyenin imar işlerine sorun. Burada 20 cm. yola çıkma, oraya kaçak kat yapma ( kanun boşluklarından istifa edip), tepeye kaçak teras atma çabaları da genelde bu gruptan gelir. Ben uydurmuyorum sorabilir siniz. Buradan nereye gelmek istiyorum? Benim aslan sosyal demokrat arkadaşlarım belki açlıktan oruç yerler ama onlar gibi belediyeden veya başka bir kurumdan böyle bir talepleri olmaz.
Anlattığım gruba girenler hacca giderler, umreyi kaçırmazlar ( Orada herhalde mama var. ) namaz, oruç tamam ama zekat’a gelince biraz gevşektirler. ( Bu anlatmak istediğimde lokal bir gruptur.)
Onlara sorsan islam’ın şartı beştir ama ondan önce Müslüman yalan söylemez, çalmaz, kapmaz, başkalarının haklarına tecavüz etmez de sonra islam’ın şartı beştir gelinir. Tabi onlara göre savunma “ onun yeri başka, öbürünün yeri başka’ şeklindeki savunmadır. Ama bir gerçek var. Allah cc. “ Kul hakkıyla yanıma gelmeyin” der. Ona pek kulak asmazlar.
Kiski Mahmut’a öbür tarafta adanın arkasında yakaladığı 25 cm küçük lüferlerin hakkı sorulabilir. Belki sarı Mustafa’ya tutmadığı orucun suali sorulabilir ama başkalarının hakkına elinden geldiğince riayet ettiği için kul hakkı sorulmaz.
Hem camiye gidip, hem namaz kılıp kendi menfaati için mahkemede yalan söyleyen dindar görünüp, din kisvesi altında menfaat sağlamaya çalışanların ifadesini öbür dünyada 12 Eylül sırasında kurulan işkenceci batı çalışma grubu alacak!!!
SÜPER LİG’İN İLK HAFTA MAÇLARI
ŞİKE DOLAYISIYLA İPTAL EDİLECEK!!!
Dört büyüklere bir bakalım. Yıldızlar topluluğu Beşiktaş, Eskişehirspor’dan geçen yıl ki şike şaibe olaylarına beni bulaştırmasın diye 2 – 1 maçı Eskişehir’e verdi. Karadeniz aslanı Trabzonspor, garibim Manisaspor düşmesin diye on kişilik Manisa’yı yenmedi. Şike değil mi? Peki 923 milyon Euroluk Galatasaray’ın 20 milyon Euroluk kalecisi kendi eliyle rakibin önüne koydu. Ey Galatasaraylılar! Bu şike değil de ne? Peki şuna cevap verin. Ordusporlu Fatih Tekke iki metreden Fener’e gol atamadı. İnanıyorum ki, Aziz Yıldırım Metris’den Fatih Tekke’ye teşvik primi gönderdi.
Bugün Avrupa’da Türkiye’yi en iyi temsil eden takım Fenerbahçe sportif faaliyette onüç yılda beş şampiyonluk almış ve diğer tüm branşlarda şampiyon. Saraçoğlu stadı Avrupai bir stad, topuk yaylası F.B tesisleri görmeye değer. Bu güzellikleri yapan kim? Aziz Yıldırım. Peki teşvik primi verdi diye hapiste olan kim? Aziz Yıldırım. İnsanın insanda az bir hatırı olur. Sivas kalecisi 40 metreden gol yemiş diye Aziz Yıldırım suçlandı. Yineliyorum Galatasaray’ın kalecisi neden neden avucundaki topu rakibin önüne bıraktı. Efendim elleri küçükmüş de ondan. Acaba o işte de Aziz Yıldırım’ın suçu mu vardı?
Burada lafı bağlayalım. Alaattin abi, içimden yazmak gelmiyor.
Boksör temel ringe çıkmış. Gong çalar çalmaz rakibi Temel’e bir yumruk patlatmış. Temel iki seksen ringe uzanmış. Temel’in antrenörü ring dışından” Temel dokuz’a kadar kalkma” diye ikaz etmiş. Temel de “ tamam abi, yalnız şu anda saat kaç?” diye sormuş.
Ben de bugünlerde boksör Temel gibiyim. Bilmem anlatabildim mi?