TUTUKLAMALAR ÜZERİNE
Hukuk Fakültelerinin daha birinci sınıflarında, nerdeyse birinci derslerde başlarlar hukukun ana kurallarını öğretmeye. Roma Hukuku dersinde, sonrasında Hukuk Felsefesi, Hukuk Başlangıcı gibi derslerde.Tam 4 yıl boyunca da her derste, her fırsatta tekrarlanıp durur bu ana kurallar. Birkaç örnek vermek gerekirse:
*Herkes aksi ispatlanıncaya kadar masumdur. (Masumiyet karinesi)
*Şüpheden sanık yararlanır.
*Asıl olan tutuksuz yargılanmaktır. Tutukluluk istisnadır.
Halk arasında yargıçlar için bir vasıflandırma vardır. Falanca hakim cezacıdır. Acımadan basar cezayı gibi… Doğrudur bu vasıflandırma. Kendim için de aynı şeyi düşünüyorum. Ben de ceza yargıcı olsam yasaların elverdiği en ağır cezayı verirdim. Suç işleyen yasanın öngördüğü cezayı çekmelidir. Yapanın yaptığı yanına kalmamalıdır. Suç işlemeyenin, namuslu ve dürüst olmanın bir değeri olmalıdır.
Bütün bu düşünceme karşın evrensel hukuk kurallarının da yok sayılmaması gerekir. Dün iki olay yaşadım. Birisinde sanık, diğerinde müdahil (davacı) vekiliyim. Her iki dosyada da tutuklular var. İşin acı tarafı her iki dosyada da tutukluluğun devamı yönünde verilen kararlar evrensel hukuk kurallarının hiçe sayılması sonucu verilen kararlar. Benim gibi cezacı, yani suç işleyene cezanın en ağırının verilmesinden yana olan bir kişilik dahi son yıllarda yapılan uygulamalardan rahatsızlık duymaya başlamıştır.
Ceza yasamız değişmiştir. Cumhuriyet tarihinin ilk ceza yasası yaklaşık 80 yıl (Birçok maddesinde değişiklikler yapılarak) uygulanmıştır. Daha sonra bugünkü ceza yasamız yürürlüğe girmiştir. Bugün yürürlükte olan yasada zamanaşımı süresinin uzatılması gibi eskiye oranla suçluların aleyhine hükümlerin varlığı inkar edilemez. Ama yukarda örnek olarak verdiğimiz hususlar evrensel hukuk kurallarıdır. Değiştirilemez. Zaten değiştirildiği de söylenemez. Fakat maalesef uygulama çok değiştirilmiştir. Bir hekim müvekkilim hiçbir bilgisi ve ilgisi olamadığı olaydan ötürü hakkında çıkan yakalama kararı nedeniyle iş yerine uğrayamamaktadır. Silivri’deki çok ağır tutuklamaları ulusal basın her gün yazmakta, tarafımızdan da yakından izlenip bu sütunlarda da dile getirilmektedir.
Yani yasalar aynı olmasına rağmen zihniyet değişmiş, ceza yargılamasında suçlananlar daha suçları sabit olmadan cezalandırılmaya başlanmıştır. Elbette bu hataya düşmeyenler de vardır. Ama özellikle tutuklama işlemlerinde kurallarla istisnalar yer değiştirmiştir. Tarih, özellikle de hukuk tarihimiz bugünkü uygulamayı yargılayacaktır.