ON DÖNÜM BOSTAN YAN GEL YAT OSMAN
Bizim devlet bu aralar devlet değil sanki Olgunlaştırma Enstitüsü mübarek. ÖSS-ÖYS-YGS derken şimdi de Olgunlaştırma Sınavı çıkmış çocukların başına. Sanki devlete millete yararlı, vatana hayırlı insan değil de armut yetiştiriyormuş gibi devletlûmuz. Sınav itibariyle alımı yapılan tarife göre alınan öğrenciden çok bildiğiniz armut. Yani iyi ki masallarda da gökten adamın kafasına üç elma düşüyor. Düşen armut olsaymış devlet onun kadrolu alımını da KPSS ile yapardı herhalde.
Gerçi bir zamanlar tüm dünyaya korku salan efsanevi Kızıl Ordu Askerleri ‘ nin grup kurup Şıkıdım Şıkıdım ile coşup gösteri yaptığı bir dünyada yeni dünya düzeni ile birlikte her şey değişmiş o apaçık belli de bizde hala yeni bir şey yok. İş seçim işine gelince iyi rekolte bostan alımına aynen devam.
Bizde tek değişen Mustafa Kemal Atatürk ‘ ün “Türk öğün, çalış ,güven” ile “Türk milleti çalışkandır” sözleri. Çalışmaya ne hacet o eskidenmiş, hatta daha facebook bile yokmuş tarla bağ bahçeymiş oralar o derece yani. Hem şimdilerde seçim vakti iktidarı muhalefeti seçim vaadi diye veriyor vatandaşına on dönüm kadar bostan. Şimdi yan gelip yatmaktan başka ne yapsın bizim Osman? Malum Osmanlı soyundanız ya. Gerçi bizim dedelerimiz çalışkanmış ama neyse. Artık aile sigortası var, işsizlik sigortası var, fakirlik yardımı var, var oğlu var. İmkânlar o derece geniş, vaatler o derece cazip ki hani neredeyse Zeki Müren de bizi görecek. Anlaşılan memleketin bir çeyreği geri kalan diğer üç çeyreklik yatıp yuvarlanan ekmek elden su gölden geçimine bakteri tadında hızla devam eden grubuna bakmaya artarak devam edecek. Zaten dünyada kolundaki on küsur adet, elementler cetvelinde au diye tabir edilen altın elementinin burmalı cinsinden bilezikleriyle fakirlik yardımı kuyruğuna giren başka da bir milletin evladına rastlayamazsınız şu içinde dünyamızın da arzı endam ettiği koca güneş sisteminde. Siz hiç bir deri bir kemik aç haliyle lüks otomobile binen Afrikalı gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü bu iş, Afrikalı aç, hasta çocukların üzerine uçakla havadan üzerinde “tok karnına içiniz” yazılı ilaçların atılmasından bile daha saçma bir hal alacaktır. Belki de bizdeki o yardıma muhtaç fakat aynı zamanda da burmalı bilezikli ultra “gariban” vatandaş “zenginler de ağlar” denkleminin sağlamasını yapmaya çalışmaktadır kim bilir?
İşte bu ahval ve şerait içinde türk öğrenci milletinin yurdum insanı o üç çeyreklik dilimde yatıp yuvarlanmak varken diğer tek çeyreklik kısma tabi olmak adına takdire şayan bir çaba içerisine girmektedir. Zaten de devletin kriterinde türk öğrencisinin henüz pişip son derece pişkin bir şekilde olgunlaşamadıkları da buradan açıkça belli olmaktadır. Ama işte devletimizin hikmetinden sual sorulmayan gücü en çok öğrenciye yetmektedir bu ülkede her nedense. Siz hiç seksenli yıllardan bu yana öğrenci milletinin organize şekilde bırakın okul bahçesi bir çocuk parkında dahi olsa toplanıp da ayaklandığını, başkaldırdığını gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü hepsi itinayla apolitize edilmiş, aba altından çoktan sopa gösterilmiş, korku imparatorluğu aidiyetine mensup kılınmış varlıklardır. Bunlar aralarında anlaşıp da birleşemezler bile . Hiç bir şey bulamasalar Hadise mi Atiye mi diye gruplara ayrılıp birbirlerine düşerler. Her ne kadar her yıl işsizler ordusu ile orantılı artan nüfuslarıyla sayıları bağlamında orta halli bir Yeniçeri Ordusu görünümü alsalar da siz onların hiçbir zaman
“baş üryan,göğüs kalkan,dide al kan,sine püryan
bu meydanda nice başlar kesilir hiç olmaz soran
kahrımız, kılıcımız düşmana ziyankulluğumuz padişaha ayan” dediğini duyamazsınız. Gereksiz ezber amaçlı müfredatın bu talihsiz takipçileri bırakın Yeniçeri Andı’nı okumayı “Atatürk ‘ün Nutku” nu bile şık vermezseniz kimin şarkısıydı acaba, yoksa oscarlı film miydi diye bile düşünebileceklerdir. Hanım ‘ ın Çiftliği ‘ nin yazarı Özgü Namal dahi olabilir. Sultan Süleyman Han bizzat Harem ‘ in Kralıdır. Ahmet Haşim ‘ in en güzel eserlerinin toplandığı kitaba “Best of Ahmet Haşim” denir. Kuğu Gölü topoğrafik haritada Rusya taraflarında bir yerlere denk düşmektedir. Havuz problemleri yüzünden havuza girmeye korkan bir nesilden de zaten olgunluk beklemek hata olacağı gibi onlara ancak yardım kuyruğu saadet zincirine halka olmak düşer. Durum böyleyken ey ÖSYM “bu devirde kimse sultan değil, hükümdar değil bezirgân değil, hatta kimse şah değil inan padişah değil”.