FATSALININ SİYASETTEN BEKLENTİSİ
Hafta başında Ankara’daydım. Eski bir vekil arkadaşımla TBMM.sinde buluşmamız gerekti. Halkla ilişkiler binası önünde tebessüm yaparak yanıma yaklaşan kişinin 40 yıl önce birlikte okuduğumuz bir arkadaşım olduğunu anlayınca ayak üstü sohbete başladık. Sağlık sorularının arkasından; ‘Hayrola? Ne işin var burada?’ sorusu geldi.
Arkadaşım: Kendisinin devlet memurluğundan emekli olduğunu, bir sorununun olmadığını, ancak İstanbul’da olan oğlunu, herhangi bir zaruret olmamasına karşın Fatsa’daki bir iş yerine yerleştirmek için iktidar partisinin bir Sayın Vekilinin odası yanında 2 saattir beklediğini ve fakat derdini söyleme fırsatı olmadığı için ayrılmak zorunda kaldığını ifade etti.
Burada çok acı iki husus vardır.
Birincisi: Emekli bir devlet memurunun kendi seçtiği bir vekilin yanında 2 saat beklediği halde derdini anlatamamış olmasıdır. Çözememiş olması değil, anlatamamış olmasıdır. Burada suçlu Sayın Vekil değildir. Suçlu benim okul arkadaşım da değildir. Zaten hikaye de birilerini eleştirmek için anlatılmamaktadır.
İkincisi: Daha acısı sistemden kaynaklanmaktadır. Bir vatandaşın, hem de emekli devlet memuru olmuş, sıradan olmayan, vasatın üstünde bir vatandaşın siyasetten beklentisi geçim sıkıntısı çekmeyen çocuğunun yer değiştirmesinin vekiller tarafından yapılması beklentisi içine girmesi, maalesef siyaseti çığırından çıkarmıştır.
Herkes çocuğunun daha iyi şartlarda çalışıp, daha iyi şartlarda yaşamasını bekler ve de ister. Bundan daha doğal hiçbir şey olamaz. Ancak görevleri kanun yaparak ülkeyi yönetmek olan milletvekillerinin bu tür konularla meşgul olmak zorunda bırakılması siyasetten beklentilerin rotasının kaydığını göstermektedir.
İşin daha acısı, bu durumun (İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde tam olamasa bile) bütün ülkeyi kaplamış olmasıdır. Oy verilirken bu aday ülkeye yararlı bir şeyler yapabilir mi? Beyin gücü, kapasitesi, millet ve memleket sevgisi hangi safhada yerine, ben yanına gittiğimde kendisine ulaşabilir miyim? Talep ettiğim şeyleri yaptırabilir miyim? Ülke ile siyaseti ne olursa olsun, benimle siyaseti acaba nasıl olur? Vs. düşünülmektedir. Siyasete atılan bu bakış açısı gelişmiş ülkelerdeki siyaset anlayışı ile ülkemizdeki siyaset anlayışının makas aralığını daraltmaktadır. Siyasete bakış açımızın değişmesi, siyasetten beklentimizin değişmesi gerekmektedir.