SÜPER VALİLER
Bir önceki yazımızda karayollarından kaynaklanan israfları ve bunların önlenmeleri gerektiğini anlatmıştık. Ve valilerin yeniden yetkilerle donatılmalarını ifade etmeye çalışmıştık. Bu yetkiler kesinlikle milletten kabul görür. Türk insanı güçlü devletten hoşlanıyor. Biz hürriyet budalası insanlar değiliz. Avrupada çok yönlü hürriyetlerin yanında çok sıkı da bir denetim varmış. Bunlar Türkiye’de niye yapılamasın. Devlet kaynaklarının çok iyi bir şekilde kullanılması gerektiği bir dönemden geçiyoruz. Sayın başvekilimiz bir dünya başvekili olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Arada şahsi çıkarlar olacağının ihtimalini de düşünerek kaynakları çok iyi korumak lazım. Kötü niyetli çıkarcı insanlara fırsat verilmeyecek, bu disiplini sağlayacak ve kaynak israflarını durduracak bir insan lazım. Bu da elbetteki sayın valilerimizden başkaları olamaz. Valiler devletin en yüksek dereceli memurlarıdır. Çok iyi yetiştirilmiş ve her işe yatkınlığı olan insanlardır. Türk insanının valilerine sonsuz güveni vardır.
Kuruluşundan beri yıllar geçtiği üye veya ortaklarından milyonlarca lira topladığı halde henüz denetlenmemiş kurumlar var. Bir esnaf milyonda bir denetlenme ihtimali olan faturalardan bir tanesini yırtıp, atamıyor. Yeter ki denetim olsun. Milyonda bir ihtimal bile caydırıcı olabiliyor. valilerin yetkisini arttırmak hükümeti de rahatlatır. İnsanlar ufacık bir iş için Ankara’ya gitmeyi düşünmezler. Sorunlarını illerde valilerle halletmek onları da rahatlatır. Daha geniş yetkilerle donatılmış valiler şarktaki sorunlarımız için de daha uygundur. anarşi bölgelerinde süper vali ünvanıyla valiler olduğu dönemleri de biliyoruz. Bunlar caydırıcı da olmuşlardı.
Bize göre Türkiye’nin en önemli sorunu ağaçlandırma : Bazen gazetelerde okuyorum, şu kadar fidan dikilmiş, maliyeti de şuna çıkmış. Kafamdan basit bir hesap yapmak istiyorum. Bu kadar pahalıya çıkan bu ağaçlandırma metoduyla Türkiye’yi bir trilyon dolara bile ağaçlandıramazsınız. Türkiye’de ormanlarımızı kültür ağaçlarıyla donatmak için çok pratik ve çok daha ucuza mal olacak sistemler bulmak lazım. Bu konuyu çok düşünmüşümdür. Eskiden kalan ağaçları üzerinde olan 1000 dönümlük bir devlet ormanı düşünelim. Kalıntı ağaçları üzerinden koparıp burayı maliyeti en düşük bir sistemle hızlı gelişen ağaçlarla donatmak için : Kayaları da parçalayabilen güçlü bir kepçe (harfiyat makinesi) yeterlidir. Bu iş makinasının gümrük hariç devlete maliyeti tahmin ediyorum 100 bin lira kadardır. Bir bu kadar da ağaç tohumu. Fidan yetiştirmeyi hesap etsek maliyet 200 bin lirayı bulur. Bunun bir de atık ağaçtan getirisi vardır. Ondan da sair masrafların karşılanabileceğini hesap edersek, bin dönüm araziye dikilebilecek 175 bin fidanın devlete maliyeti 200.000 lira civarında olacaktır. Bu orman devletin, ağaçlar ise bu işlemi gerçekleştiren bir ağaç sevdalısının olacak. Tomruk satışında KDV’yi de devlet alacaktır.
Bu veya benzeri bir sistemle süper valiler sayesinde devlet çok küçük bir maliyetle tüm Türkiye’yi ağaçlandırmış olacak. Bu sene alışılmamış bir sıcağa rağmen yaz aylarıda çok yağışlı geçti. Bu ağacın en sevdiği bir iklimdir. Büyük bir acele ile bu ağaçlandırma işine başlayabilirsek, Türkiye’yi çöl olmaktan kurtardığımız gibi turistik bir yeşillikler ülkesi haline de getirebiliriz. Ağaç seçimi de çok önemli. Bu bölgede Sedir Ağacı çok hızlı büyüyor. Çok soğuk, yüksek irtifalı yerler içinde herhalde: Doğu Karadeniz Göknar’ı uygun bir ağaç. Bunlar iyice araştırılabilir. Fidanlar ihtiyaçtan 20 - 25 bin adet daha fazla üretilebilir. Bunlar da orman düzenlemesinin yapıldığı sahanın etrafındaki semtlere ücretsiz olarak bolca dağıtılır. Bu da ormandaki fidanların korunmasını sağlar. Netice şu: Bizim inandığımız bir şey var. Türkiye büyük devlet oluyor. El ele verip kaynak kayıplarını önlersek, orman ve hayvan ırkını iyice düzenlersek bu gelişmeye hız katmış oluruz. İyi netice almak için illaki valilerin yetkilerini artırıp, başa geçirmek lazım ve geçmeli...