YEREL YÖNETİM VE KALKINMA
Geleceği kurgulayıp, geleceğin ne getireceğini az çok bilebilmek iyi bir yönetim anlayışının temeli olsa gerek. En büyükten en küçük yönetim birimine kadar toplumun çıkarlarını koruyan ve toplumun geleceğine doğru biçimde yön veren bir yönetim anlayışının olması, ülkenin genelinde gelişme ve refah sağlayacaktır. Köylerden, ilçelere, ilçelerden illere yayılan bu anlayış; kalkınmada ve gelişmede anahtar olacaktır. Yerel yönetimler de kalkınma ve gelişmede asıl rolü üstlenmektedir.
Yerel yönetimlerin üstlendiği birçok görev yanında, yaşanılan şehrin ekonomik çıkarlarını gözetmek birincil görevleri arasındadır. Ekonomik çıkarlar da uzun vadede düşünülmesi gereken kapsamlı bir konudur. Kısa vadeli yatırımlar ve o yatırımların gelecekte neler getireceğini hesap etmeden atılan adımlar, şehri büyük sıkıntılara sokacaktır. Özellikle ekonomisi belli ürünlere dayalı olan ve turizm, ticaret gelirleri düşük düzeyde seyreden şehirlerde bu daha bariz göze çarpacaktır. Tüm ülkede seyreden ekonomik krizin varlığı da hesaba katıldığında, bazı adımların ne getireceğini hesap etmemek daha büyük kayıplara yol açacaktır.
Şehrimizin de ekonomisinin büyük ölçüde fındığa dayalı olduğu ve diğer gelirlerin oldukça düşük seyrettiği bir ortamda haksız rekabete yol açacak ve birçok işletmeyi olumsuz etkileyecek bir yatırımın şehrin en üst yerel yönetim birimince şehre kazandırılması bu açıdan büyük çelişkidir. Fatsa Belediyesi’nin açmış olduğu bir ihaleyle yapılacak olan uluslararası zincire sahip bir büyük marketin şehrin en merkezi yerinde yapılacak olması ve bu yatırımın başka bir yatırımın alt kolu gibi kurulması maalesef düşündürücüdür. Şehrin en merkezi yerinde, yeşil alanların yok edilerek ve başka bir projenin uzantısı olarak açılan bu market zinciri ekonomiye nasıl bir yarar sağlayacaktır? Otopark alanı olarak düşünülen ve sözde yeşil alanlar yok edilmeden bu yapının tamamlanacağı söylenen bir yatırımda, aynı yere içinde birçok tüketim malını barındıran bir zincir marketin yapılması nasıl açıklanacaktır? Bir Belediye’nin kendi eliyle böyle bir yatırıma imkan vermesi ve kendi halkının çıkarlarını birincil sıraya koymadan bu oluşuma izin vermesi neyle açıklanmaktadır? Bir yönetim birimi kendi eliyle, kendi ekonomisinin göbeğine bir hançer mi saplamaktadır? Şehrimizde art arda açılan marketler böyle bir marketle nasıl rekabete girişecektir? Sadece marketlerin değil, manav, kasap, balıkçı, beyaz eşya satıcısı, unlu mamuller satıcıları, giyim ve ev tekstilinin de bu yapılanmadan fazlasıyla etkileneceği açıktır. Rekabete baştan havlu atıldığı bir ortamda küçük işletmelerin kendi imkanlarıyla ayakta kalması nasıl sağlanacaktır? Bunun önemleri nedir? Sadece 15- 20 belki 30 kişilik istihdamın sağlandığı bir yatırımda, üretime yönelik hiçbir faydanın olmadığı, tüketim endeksli, durgun bir yatırımın, aynı şekilde tüketim endeksli bir toplumda tamamıyle haksız rekabete yol açacağı şüphe götürmez bir gerçektir. Halkın oyuyla iş başına gelmiş bir yönetimin, kendilerine verilen yetkiyle böyle bir yatırıma öncü olması, maalesef tüm hizmetleri gölgelemektedir.