Bir Yerlerimizden Sıkıntımız Var
İskender amcanın o gün çok sıkıntısı vardı. Aslında bu sıkıntıyı on beş gündür çekiyordu. Afedersiniz poposunda bir çıban çıkmıştı. O zaman doktor yok, eğer-kesici yok. Bir tenhada pantolonu sıyırıp poposunu hanımına gösteriyor, durum nasıl? diye sorar. Hanımı da aha kızardı, aha olgunlaştı vs. gibi cevap veriyordu. İşte o gün Kabakdağı’nda herkesin toplanıp oturduğu ağacın dibine oturur. Yoldan geçen bir adama arkadaşı ceride (gazete) getirdin mi? diye sorar. (o zaman ayda bir o köye gazete gelirmiş). İskender amca yanındakine ne yapacaksın cerideyi? diye sorar. O da Ankara’dan bir haber alırız! der. Ulan ben on beş gündür aha burada gö....mden haber alamıyom da sen Ankara’dan ne haberi alacaksın? der.
Bunu neden anlattım? Ticaret Borsasında toplantı olmuş. Fatsa’yı hırsızlardan korumak için Mobese sistemi kurulacakmış. 6 yıldır Fatsa esnafında soyulacak para kaldı mı? diyen yok!! Cumhurbaşkanı köşkün yeniden tefrişi için 55 trilyon ister; var. Başbakan 4 uçak için 61 milyon Dolar ister; var. Vatandaş Fatsa’da soyulacak, 350 bin YTL. ister; yok. Aranızda toplayın, öyle mi? Bilmem neremiz çıban olmuş bazıları Ankara’dan haber bekliyor. Ama biz Ankara’ya haber verelim.
Geçen yıl fındık sezonu elimizde 4.35 TL. fındık var. 4.5 YTL. olsun satalım diye beklerken, değerli hükümet büyüklerimiz el altıntan devletin 7.5 YTL.ye aldığı fındığı 1.8 YTL.ye piyasaya sürdü. Bizim elimizde 4.3 YTL. tuttuğumuz fındık 2.5 YTL.ye düştü ne oldu şimdi? Fındıkçılar devlet eliyle fakirleştirildi.
Kömürcüler geçen yıl 280 $ - 340 $ kömür aldılar, bu arada hükümet ne kadar çürük kömür varsa isteyene verdi. İstemeyenin kapısına gizlice bırakıp kaçtı. Öyle ya seçim vardı! Kışın Fatsa’da yaşayanların solunum sistemi pis kömürden alt üst oldu. O gürültüyle kış sezonu bitti, kömür 185 $’a düştü. Kömürcüler devlet eliyle fakirleşti.
Geçen yıl en son gübre 650 TL. idi. Sezon yanaştı, herkes gübresini temin etti. Gübre önce 500 TL.ye, sonra 360 TL.ye düştü. Gübreciler de parayı barda povyonda yemedi, onlar da devlet eli ile fakirleşti, sermayesi erdidi!!!
Hükümet Zulmü
Hükümet Zulmü
Fakirleşmek bir yana, mağazada tırpan makinesi satarız. Senede üç beş ziraatçılar mağazayı basar. Yanında makine mühendisi çalıştırmazsan satamazsın. Peki mühendis ne yapacak? Raftan makineyi alacak, müşteriye verecek. 100-200 tane ilaç satarız. Ziraat mühendisi olmassan satamazsın. Niye? Sonuçta sattığımız paketlenmiş fındık kurdu ilacı farzet ziraatçı bulundurdun, ilçe tarımdan reçete almadan fındık ilacı satamazsın. Niye toprağın yapısına göre ilaç atacakmışsın. Peki o reçeteyi yazan memur Kurşunçalı Köyü’ndeki adamın toprağına baktı mı? Yok. İş ola beri gele... Benim hükümetim namusuyla çoluk çocuğunun nafakasını kazanmaya çalışan bizim gibi küçük esnafa elinden gelen zorluğu çıkaracak ya...
Adamın birinin beş tane aslan gibi oğlu varmış. Padişah nereye savaş açarsa bir oğlunu askere alıyormuş. Giden gelmemiş. Sıra son oğluna gelince canına tak etmiş. (Adam da iyice ihtiyarlamış.) ”O padişaha söyleyin, benim bilmemneme güvenip sağa sola savaş açmasın demiş.”
Ben de Ankara’ya haber veriyorum. Esnafın hali perişan. “Veresiye vere vere kalmadı kalmadı” türküsünü söylüyor. Şimdi yeni moda esnaf “Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına şarkısına başladı.” Bıçak kemiğe dayandı. Bize güvenip işe başlamasınlar!!!
Peki Kime Güvensinler
Cevap veriyorum: Hani gazetelerde yazar, krizi fırsata çevirdiler diye. Onlara güvenilebilir bizim için sakıncası yok. O lafın aslı öyle değil bana göre şöyle: AKP’yi fırsata çevirdiler olmalı. Bu iş nasıl olur izah edeyim: Geriye dönün AKP Fatsa’da belediyeyi ele aldığı zaman Fatsa’nın üzerine kara bir bulut çöktü. Bu bir çok şeyin karanlıkta kalacağının işaretiydi. Önce ne yaptüılar. (birilerini zengin edecekler ya) sahile orjinal palmiyelerin yanına plastikten janjanlı çakma palmiye diktiler. Bu iş Türkiye’de AKP kazanan bütün il ve ilçelerinde aynı anda görüldü. İşte o palmiyeleri üreten adam krizi pardon AKP’yi fırsata çevirdi zengin oldu. Yardımı o adamdan isteyebilirler.! Fatsa’da o palmiyeler ne oldu bilen var mı? Balık hafızalıyız, çabuk unuturuz!!
Çerkezin birinin atı ölmüş, komşusu başlamış bağıra bağıra ağlamaya. Sormuşlar onun atı öldü, sen niye ağlıyorsun? Demiş ki, biliyorum o şimdi benim atı çalar!!! Ben de bu AKR00;Parti bir şey yaparken hemen işkillenirim. (Mesela mayınlı alan meselesi) Dediler Fatsa’nın otopark sorununu çözeceğiz. Hemen itiraz ettim. Belediyeciliği onlardan öğrenecek değilim ya!! Kimse beni arayıp destek olmadı. Şimdi ne oldu, yakında nurtopu gibi Carfurumuz olacak!! Fatsa’daki bakkallar, marketler, bu da pek çoğunun sonu olacak. Bu hükümetin kazığını yalnız fındıkçılar, kömürcüler, gübreciler yemez ya!
Hani bilirsiniz sarayın önünden hıyar satıcısı geçiyormuş. Sesine gıcık olan padişah yakalayın hıyarları bilmem neresine sokun demiş. Ceza icra edilirken adam devamlı gülüyormuş. Adama sormuşlar ne gülüyorsun? Cevap vermiş, arkadan uzun kabak satıcısı geliyor da ona gülüyorum demiş!!! Marketçiler, bakkallar anladınız değil mi? Kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit. Tabii bu yazdıklarım herkesin hoşuna gitmez ama ben muhalefet olduğum için hoşuma gidiyor.
Gürcünün biri mezarlıkta kemençe çalıyormuş. Yoldan geçen bir adam çok kızmış. Ulan mezarlıkta kemençe çalınır mı? Ölüler kuran’dan hoşlanır!! demiş. Bizimki cevap vermiş. Dayı burası Gürcü mezarlığı, bunların bazısı kuran’dan hoşlanır, bazısı horondan hoşlanır demiş...